HAYIRA YORALIM
Gördüğüm yalan değil anlatacağım size,
Dragos sahilinde akşam kafa demlerken,
Hoş çilingir soframdan el salladım denize,
Balıklar selam verdi rakımı yudumlarken.
Martılar meze diye midye karides attı,
Kargalar arasına fındıkla ceviz kattı,
Kediler zurna çaldı fareler halay tuttu,
Tempo tuttum müziğe oyunu seyrederken.
Serçeler fırsat bulup,bir an sofraya daldı,
Tabaktan peynir ile beyaz leblebi çaldı,
Ak güvercin bir lokma almak için alçaldı,
Kanadı kadehime değdi alçak uçarken.
Arılar bal getirdi vızıldayıp uçuştu,
Cümle alem sinekler aceleyle üşüştü,
Yüksekten pike yapan biri içine düştü,
Kanatları yapıştı yürüyerek kaçarken.
Tilki mahçup tavırla tavuktan hatır sordu,
Çil horoz arkasından koşup tehdit savurdu,
Esneyip,gerinerek tam karşıma oturdu,
Afallayıp şaşırdım ürktüm dalga geçerken.
Acıkmış susamışım içimi korku sardı,
Ter içinde kalmıştım ne balık,deniz vardı,
Ne meze ne rakıdan ne sofradan iz vardı,
Uyandım rüya imiş rahatladım gülerken.
Dost Yusuf’um düş gördü renkli çizgi film değil,
Gördüğünü anlattı romandan bölüm değil,
Batıni ilim değil tabiri bilim değil,
Çok derine dalmışım düşünüp yorumlarken.
Yusuf ÇILDIR
|